31 Aralık 2015 Perşembe

Keyf-i Rakı


Arkadaşlarım benim rakıya ne kadar düşkün olduğumu bilirler, hatta bilmeyen yoktur. Özellikle Instagram postlarımdan bu çok rahat anlaşılıyor. Daha önceden hiç sevmediğim, kokusuna dayanamadığım fakat bir anda çok sevdiğim bir şey olmamıştı daha önce hayatımda. Peki rakı benim için nedir?
Sohbet
Keyif
Güzel meze
Ritüel
Deniz
Deniz mahsülü
Dostlar
Bu listeyi uzatabilir ve bütün maddelerin yanına açıklamalarını yazabilirim. Bozcaada’da içilen rakının tadı başka, Arnavuköy’de içilenin de, kebapla içilenin de. Evde arkadaşlarımla otururken bile rakı içebilirim ve garip bakışlara maruz kalırım :) Evde tek başımayken bunalım da yaparım rakıyla.. Benim için rakının tek uymadığı ortam; gece kulübü. Ben normalde kural tanıyan bir insan değilim ama o kadar da değil. Bu bir kural değil tabii aslında ama olmaz, kasmaya gerek yok. Rakı sohbet ister çünkü, gece kulübünde sohbet edildiğini kim görmüş? Benim için rakı içerken dikkat edilecek birkaç husus vardır her zaman. Tabii ki bunu en iyi bilen ve en tatlı anlatan Aydın Boysan’dan başka kimse olamaz. Benimki sadece şahsi takıntılar diyebiliriz. Az da olsa mideye bir şey girdikten sonra rakı içmeye başlamak benim için en iyisi, her zaman bunu yapamıyorum tabii o da ayrı bir mevzu. Sevgili arkadaşım Rafy’nin öğrettiği gibi “rakı kadehi asla değişmez çünkü rakı masasında en yakın arkadaşın rakı kadehindir”. Dolayısıyla garson yeni kadeh getirdiği zaman kibarca kullandığım kadehten devam etmek istediğimi söylerim. Emin olun bu tarz ritüeller olduğu zaman rakı içmek daha keyifli oluyor. “Haftada bir rakı içmezsem rahat etmem” dersem belki de abartmamış olurum :) Tahmin ediyorum ki ilerleyen dönemlerde postlarımda “rakı” kelimesini çok duyacaksınız :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder